Kıyafetlerin İpliklerindeki Hikayeler

 

        "Yıllardır üzerimde taşıdığım kıyafetler sadece kumaş parçası değil; anılarla, gözyaşlarıyla, umutlarla örülmüş birer hikaye. Her bir ipliği, yaşadığım duyguların sessiz tanığı. O eski giysiler, beni ben yapan anların hafifçe solmuş izlerini saklıyor. Bu sabah, keskin bir ilkbahar güneşi altında, geçmişin ağırlığını biraz olsun omuzlarımdan kaldırarak, yeniden saf bir yola devam etmenin cesaretini buldum. Çünkü her iplikte, yeniden doğuşun sıcaklığı var."


Ocağın ikinci haftasına gelmelerine rağmen dışarıda ilkbahardan kalma keskin bir güneş aydınlatıyordu yüzünü. Oturamadı balkonda. Eğreti bir çamaşırlıkta sallanan yıllardır giydiği kıyafetler, tatlı bir gülümseme belirdi dudaklarında. Kurumaya yüz tutmuş farklı renklerdeki kıyafetler... Ne anılar birikmişti onların ipliklerinde. Geçen yıl bu zamanlar dövüne dövüne ağladığı, hayatından bezdiği ve belki de Allah korkusu olmasa veda etmeyi düşündüğü koca dünya. 

Bu koca dünya şimdi ona gülümsüyordu. Güneş tüm haşmetiyle sarıyordu bedenini. Televizyonda kar görüntüleri eşliğinde piyano çalıyordu. Sevdası uyandı. Yatak odasının kapısı açıldı. Gözlerinde yine o çapkın bakışlar. Duşa girdiği gibi telefonla konuşmaya başladı. Romantizm dediğin bu mu? Yaklaş bir öpücük kondur yanağına günaydını öyle ver. Yok... eskiye bir dönüş yaptı hızlıca. Birbirlerine dokunmadan, gözleri gözlerine değmeden ne kadar uzun yıllar geçirmişlerdi oysa ki! 

Hayat bazen kafana vura vura açıyor gözünü ama sen hala aynı saflıkla yola devam :) 8.1.24 (sabah)

Özlem Karagöz Uzun


Post a Comment